Rüyada olduğunu anlamak ne işe yarar?

    Bu yazı Dr. Sevda Sarıkaya’nın 04.12.2021 tarihli Beyin ve Zihin köşe yazısından alıntıdır. İlgili bağlantıyı en altta bulabilirsiniz.

    Bu konudan daha önce bahsetmiştim. Asıl adı lucid dreaming olan, rüya içerisindeyken bunu algılayıp, ona göre rüyayı yönetebilmek anlamına geliyor. Bu aslında oldukça keyifli bir durumdur. Çocukken sıkça başıma gelirdi. Arkadaşlarımla paylaştığımda tuhaf karşılarlardı, biraz ürkerdim. Sonra nörolojik açıklamasını öğrenince rahatladım. Nörolojik açıklamasını öğrenmem, nöroloji hekimi olmamla eş zamanlı olduğundan tabi ki biraz geç kalmıştım. Normalde rüyalar uykunun REM fazında görülürler. REM döneminde beyin dalgaları çok düzensizleşir. Fakat lucid dream görenlerde beyin dalgalarının daha koordineli olduğu, uyanıklık dönemine yakın olduğu görülmüş. Araştırmacılar bunu nasıl anlamış merak edebilirsiniz. Katılımcılara beyin dalgalarını kaydeden elektrotlar bağlanarak EEG aktivitesi alınmış. Uyumadan önce katılımcılara lucid dream gördüklerinde yani rüyada olduklarını anladıkları anda, araştırmacılara işaret vermek için gözlerini iki defa soldan sağa kaydırmaları istenmiş. Katılımcılar bunu yaptığında elektrotlar vasıtasıyla bu işaret fark edilip lucid dream başladığı anlaşılmış. Beyin dalgalarının normal REM döneminde görülenden farklı olmasına, rüya içerisinde olunduğu anlaşıldığında, beynin CEO’su olarak nitelendirebileceğimiz frontal bölgenin kontrolü ele almasının neden olabileceği düşünülüyor. Çünkü bir nev-i bilinçli bir şekilde rüya görülüyor, her şeyin farkında olunuyor. Rüyaları kontrol altına alabilmenin sonradan da geliştirilebilen bir yetenek olduğunu düşünenler var. Daha ilginç olanı bu yetenek bazı rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılmaya başlandı. Sürekli kabus görenlerin bu yetenekleri geliştirildiğinde kabuslarından kurtulabiliyorlar. Ekim 2006’da Psychotherapy and Psychosomatics dergisinde yayımlanan bir çalışmada, gördüğü lucid dream sayısını artırmayı başaranların kötü rüya görme sıklıklarının belirgin olarak azaldığı tespit edilmiş. Bunun net mekanizması ortaya konamamış olsa da sonuçlar memnuniyet verici olmuş. Yüksek ihtimalle kötü rüya içerisindeyken bunun rüya olduğunu bilmek duygusal olarak da kişiyi rahatlatıyor. Yaygın anksiyete bozuklukları, posttravmatik stres bozukluğunda da lucid dreaming işe yarıyor. Kişilerin korku ve endişeleri ile güvenli bir ortamda yüzleşmesi, gerçek hayatta da rahatlamalarını sağlıyor. Nörobilim uzmanı Dr. Ursula Voss, posttravmatik stres bozukluğu hastalarında yaptığı çalışmada, rüyaları kontrol edebilmenin hastaların özgüvenlerini yükselttiği, travmaları ile başa çıkabilme gücü verdiğini gösteriyor.

    Lucid dream görmek ya da sıklığını artırmak isteyenler için Lucidity Enstitüsünün bazı önerileri var. Ama tabi ki garantisi yok. İşte o öneriler;

    1- Gün içerisinde kendine rüyada olup olmadığını sor. Buna alışırsan rüya içerisinde de bunu yapmaya başlayabilirsin.
    2- Gün içinde arada aynaya bakarak parmağınla aynadaki görüntünü işaret et ya da her gün kısa bir yazıyı ‘gerçeklik testi’ için tekrar oku. Bu alışkanlık rüyalarına da taşınırsa, rüyada kişinin görüntüsü genelde değişiklik gösterdiğinden, okuduğu yazıdaki kelimeler ise ikinci okumada tekrar aynısı olması zor olduğundan rüyada olduğunu ayırt edebilir.
    3- Rüya günlüğü tutulması. Gece yarısı da olsa uyanır uyanmaz görülen rüyanın not edilmesi. Çalışmalar göstermiş ki, gördüğümüz rüyaların ne kadar farkındaysak lucid dream görme olasılığımız o kadar yükselir.
    4- Tam uyumadan önce görmek istediğiniz rüyayı tüm detayları ile hayal edin. Bu da istediğiniz rüyayı görme ve böylece içinde olduğunuzu anlama olasılığını artıracaktır.

    Yazının orjinaline BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Yok