Nefes alıp verme ritmi hafızayı etkiliyor
Bu yazı Dr. Sevda Sarıkaya’nın 2018 yılındaki Beyin ve Zihin köşe yazılarından alıntıdır.
Nefes alıp vermek hayati fonksiyonlarımızın en başında gelenlerden. Hatta bazı hastalıklarda nefes alıp verme şeklimiz değişir. Komanın alt türlerini bile bu şekilde ayırt edebiliriz. Northwestern Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre nefes alıp-verme ritmimiz beyin hücrelerimizin aktivitesini de etkiliyor. Journal of Neuroscience dergisinde yayımlanan bir çalışma, nefes aldığımız sırada (özellikle burundan) öğrendiklerimizi, nefes verdiğimiz döneme kıyasla daha fazla hatırladığımızı göstermiş. Aynı zamanda nefes aldığımız sırada karşımızdaki kişinin yüz ifadesini, verdiğimiz döneme kıyasla daha iyi analiz ederek korku ifadesini daha iyi kavradığımız saptanmış. Bu çalışmaya yedi hasta dahil edilmiş. Çalışma, ameliyata hazırlanan epilepsi hastası yedi kişinin, beyin içerisine yerleştirilen elektrotlarla beyin aktiviteleri kayıt edilirken yapılmış. Normal koşullarda böyle bir çalışma için beyin içerisine elektrot yerleştirmek etik kurallara uymayacağından operasyon öncesi zaten elektrot yerleştirilmesi zorunlu olan hastalar üzerinde uygulanmış. Yapılan beyin aktivitesi ölçümlerinde, nefes alma sırasında, nefes vermeye kıyasla beynin hafıza ve duygularla ilgili kısımları olan hipokampus, amigdala ve tüm limbik sistemdeki beyin hücrelerinin aktivasyonunun daha yüksek olduğu dikkati çekmiş. Beyin aktiviteleri kayıt edilirken hastalara 60 adet yüz fotoğrafı gösterilmiş. Yüzlerde korku ya da şaşkınlık ifadesi mevcutmuş. Nefes alma sırasında baktıkları fotoğraflarda korku ifadesini daha iyi tanıdıkları tespit edilmiş. Bu da heyecanlandığımız sırada hızlı nefes alıp vererek aslında dış uyaranları daha iyi tanımaya karşı kendimizi hazırladığımızın bir göstergesi. Fakat aynı sonuçlar ağızdan nefes alıp verirken elde edilememiş. Benzer bir test hafıza için de yapılmış. Katılımcılardan fotoğrafları daha sonra hatırlamaları istenmiş. Nefes alma sırasında bakılan fotoğrafları hatırlama oranı daha yüksek çıkmış. Bu ilginç çalışma bize nefes egzersizleri ve beyin ile ilgili daha detaylı çalışmalar planlanması gerektiğini gösteriyor.