Haberler davranışlarımızı biçimlendiriyor

    Bu yazı Dr. Sevda Sarıkaya’nın 30.04.2022 tarihli Beyin ve Zihin köşe yazısından alıntıdır. İlgili bağlantıyı en altta bulabilirsiniz.

    Haberlerin medyada yer alma şekli kısa vadede psikolojimizi, daha uzun vadede davranış kalıplarımızı biçimlendirir. Bu yüzden medya mensuplarının herhangi bir olayı haberleştirirken, hazırlayacağı haberin, insan beyni üzerinde yapacağı etki konusunda eğitim almış olmaları gerekir. Gazetecilik okullarında belki benzer bir eğitim vardır bilmiyorum fakat zaman değişti, nörobilim uzmanları tarafından verilecek eğitimlere de ihtiyaç var gibi görünüyor. Bu hafta sokak hayvanları üzerine yapılan haberlerin kısa ve uzun dönemde insan davranışlarına olan etkisinden bahsedeceğim. Önce biraz medya etkisi üzerinde konuşalım. 2018 yılında ABD’de Neilsen Araştırma Şirketinin yaptığı anketlerde, insanların günde ortalama 11 saatini ekranda ya da dijital cihazlardan bir şeyler dinleyip, izleyerek geçirdiklerini gösterdi. Belirtilen süre dört yıl öncesine göre 9 saat 32 dakika daha fazlaydı. Bu süre içerisinde birçok habere maruz kalınıyordu. Bilenen başka bir şey daha vardı ki negatif içerikli haberler pozitif içeriklilerden çok daha fazla okunuyordu. Buna negativity bias deniyor. 2014 yılında the City Reporter isimli bir internet sitesi bu konuda bir deneme yaptı. Bir gün boyunca sadece pozitif içerikli haberler verdiler. Gün sonunda okuyucuları 2/3’ü yani yarıdan fazlası azalmıştı. Peki bize bu kadar çekici gelen negatif haberler bizlerin inanç ve davranışlarını nasıl şekillendiriyor? Joe Bob Hester’in yürütücülüğünde North Carolina Üniversitesinde yapılan bir çalışmada ekonomi konusunda yapılan negatif haberlerin kişilerin beklentilerini ve bu konudaki davranışlarını değiştirdiği gözlendi. Danimarka’da yürütülen ve 2015 yılında Journalism Studies dergisinde yayımlanan çalışmada ekonomi konusunda yapılan haberlerin içeriğinin, gerçek anlamda ekonominin büyüme ya da kötüye gidiş sürelerini uzattığı yönünde bulgular elde edldi. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Bu örnekler medyanın insan davranışlarına mutlak surette yansıdığını anlamak içindi. Sokakta yaşayan hayvanlarla ilgili geneli yansıtmayan insidental birkaç olgunun negatif bir şekilde haberlerde yansıtılması da benzeri etkilere neden oluyor. Örneğin sahipli ve kötü yetiştirilmiş bir köpeğin(kötü köpek yoktur, kötü köpek sahibi vardır) bir çocuğa saldırdığı ile ilgili yapılan bir haber sonrası insanların sokaklarda yaşayan binlerce masum köpeğe karşı önce korku ardından nefret davranışları sergilemesine şahit oluyoruz.
    Medyanın her konuda olduğu gibi hayvanlar konusunda da haber yaparken çok dikkatli olması gerekir. İnsan davranışları, duydukları ve gördüklerine göre şekillenir. Haberler bir gruba duyulan sevgiyi ve duyarlılığı ya da tam tersi korku ve nefreti de tetikleyebilir. Sokakta gördüğümüz kedi ve köpekler bizim onları mecbur ettiğimiz hayatı yaşayan, bize muhtaç canlılar. Münferit bir-iki olay üzerinden yapılan haberler korku ve nefret içerikli olduğunda, insanlarda genel anlamda hayvanlara karşı korku ve nefret duyguları tetikleniyor. Bunun sizin iyi ya da kötü bir insan olmanızla ilgisi yok, beyninizin çalışma prensipleri ile ilgisi var. Siz sözel olarak öyle olmadığını ifade etseniz de bilinç dışınızda bu korku yavaş yavaş büyür. Çocuklarınızı bu korkuyla büyütürsünüz. Korku bazılarında zamanla nefrete dönüşür. Nefret de hayvan katliamına dönüşür ki maalesef bu olayları duymaya başladık. Bu sebeple ilgili haberler çok dikkatli yapılmalı, beraberinde hayvan sevgisini ve bunun insan psikolojisine faydaları ile ilgili bilgiler, pozitif içerikli görsellere de yer verilmeli. Sayıaı çok fazla olduğundan tek tek örneklemesi uzun olacak birçok çalışmada(eski köşe yazılarımda bu konuda örnek çalışmalar bulabilirsiniz) hayvan sevgisinin depresyon ve anksiyete tedavisinde destekleyici olduğu, hatta yaşam süresini uzattığı ile ilgili bilgiler edinilmiş. Yapılan haberlerin insan davranışlarını etkileyeceği bilinciyle haberler hazırlanmalı.

    Yazının orjinaline BURADAN ulaşabilirsiniz.

    Yok