Alzheimer hastasına yakınlarının ölümü nasıl söylenmeli?
Bu yazı Dr. Sevda Sarıkaya’nın 20.07.2019 tarihli Beyin ve Zihin köşe yazısından alıntıdır. İlgili bağlantıyı en altta bulabilirsiniz.
Bu, oldukça sık karşılaştığım sorulardan birisidir. Bu soruyu en sağlıklı biçimde yanıtlamak için vefat edenin hastayla olan yakınlığından tutun da hastanın kişilik özelliklerine ve hastalığın evresine kadar bilmek gerekir. Uzun yıllardır sadece demans hastası değerlendiren bir nöroloji hekimi olarak burada size kabaca kendi yaklaşımımdan bahsedeceğim;
Hastanız çok erken evre bir Alzheimer hastasıysa;
O zaman bu tür bilgileri onunla paylaşmakta fayda var. Çünkü önünde uzun bir yaşam süreci olacaktır. Zihinsel yetilerinin de çoğu korunmuş olduğundan ve sosyal ilişkilerinden dolayı bunu elbet duyacaktır. Sizden duyması daha doğru olanıdır.
Hastanız orta-ileri evre Alzheimer hastasıysa;
Eğer vefat eden kişi hastanın sık görmediği arada bir telefonla görüştüğü bir akrabasıysa benim önerim söylenmemesi yönünde. Sonuçta ölüm haberi bir travmadır. Arada o kişiyi sorduğunda durumu idare etmek ve dikkatini başka tarafa yönlendirmek uygun olacaktır.
Uzakta yaşayan birinci derece akrabalarının ölümünü de söylememek yanlısıyım. Çünkü her defasında unutacak ve her duyduğunda bu travmayı tekrar tekrar yaşayacaktır.
Birinci derece yakını ve sık görüştüğü birisi ise; işte en zor olan da bunun yanıtını vermek sanırım. Çocuklarının ölüm haberi sonrası birden evre atlayıp kötüleşen birçok hasta tanıyorum. Bir anne/baba için nasıl zor bir durum olduğunu tahayyül bile edemiyorum. O nedenle hasta eğer çok ileri evre ise mümkünse saklamak gerektiğini düşünüyorum. Bir insana evlat acısını tekrar tekrar yaşatmak çok fena bir durum geliyor bana. Çok ileri evre hasta zaten anlamaz demeyin, anlamıyor gibi görünse de böyle bir konuda hisleri çok kuvvetlidir.
Bu arada Alzheimer hastaları bütün yetilerini kaybetseler bile hisleri büyük oranda korunuyor. Yıllardır gözlemlediğim bu durum geçen yıl bir bilimsel çalışmada da dile getirilmişti. Alzheimer hastalığı duyguların en saf haliyle korunduğu hastalıktır. Başımıza gelmez demeyelim. Onları anlamaya çalışalım…
Yazının orjinaline BURADAN ulaşabilirsiniz.